Bugün Sen Çok Gençsin Yavrum

Aklım fikrim hiç görmediğim yerlerde efendim. Nasıl olur da insan hiç bilmediği, gitmediği yerleri özler? Nerede değilse orada olmak ister? Hiç geçmediğim sokaklardan geçmeyi, hiç duymadığım şarkıları dinlemeyi istiyorum... Dilini bilmediğim tabelalara bakarken kaybolmayı, hiç tatmadığım lezzetleri tatmayı istiyorum...

Öyle çok istiyorum ki bunu; kendimi sürekli uçak bileti bakarken, haritada bilmediğim sokakları işaretlerken buluyorum. Bazen kafamda sadece seyahat etmek olduğundan 20 yıldır yaşadığım bu küçücük şehirde gitmediğim yer kaldı mı diye araştırıp duruyorum...

Başkasını bilmem ama ben nerde olursam olayım

Oradan uzakları severim

Kaybolmaya meyilliyim

Hemen her yere gidebilir ve hiç bir yere dönmeyebilirim

Bazen bir tren yolculuğunda, izlediğim bir videoda, bir fotoğraf karesinde, gözümü kapadığım kısacık anlarda; gezdiğim gördüğüm onlarca şehirden ufak tefek kareler görüyorum. "Hayatım film şeridi gibi gözümün önünden geçti." derler ya hani; her gün defalarca geçiyor seyahatlerim gözlerimin önünden...

Sıcacık evimi, yatağımı, annemin yemeklerini, konfor alanımı bırakıp yeni yollara düşmeyi, hareket halinde olmayı, hiçbir yere değil dünyaya ait olmayı öylesine seviyorum ki... Gecenin bu saatinde size bunlardan bahsederken bile kanım kaynıyor. Dünyanın doğduğun coğrafyadan kaç bucak daha büyük olduğunu; kaç farklı kültürü barındırdığını anlamaya başlamak, seyahat etmek...

“Tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: ya bir insan bir yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir..”

"Evet, yalnızca bir gezgin, yeryüzünde bir yolcuyum ben! Ya sizler daha önemli şeylerle mi meşgulsünüz?"

Wolfgang von Goethe

Henüz daha 20 yıldır mavi küreye misafir olan bir göçebeden...

25.11.2020